Duman Hırsızı-Shana Abe


Öncelikle çevirmeni kutlayarak başlamak istiyorum incelememe çünkü hayatımda okuduğum onca kitap arasında en kötü çeviriyi yapmış durumda,bu da yetenkli arkadaşı kutlamamak saygısızlık olur...
Paranormal-Romance (romantik fantastik) seri gördüm mü başlamadan edemem,hele de Dragon Kin serisinin ilk kitabı Ejderin aşkını okuduktan sonra nerde ejderha görsem hemen yapışıyorken bir de Karen Marie Moning'in (Fever-Ateş serisi)övgüsünü görünce kenara köşeye itilmiş bu seriyi okumamak haksızlık olurdu.
Seri kısaca ejderha kabilesindekilerin hayatlarını anlatıyor.
Bu serimizde Ejderlerimiz biraz farklılar,öncelikle ejderha ve insan formunun dışında dumana dönüşebiliyorlar,ancak dumanken birşey tutamıyor,ejderhayken iletişim kuramıyorlar insankende pek bir savunmasız oluyorlar ve gözleri kapalıyken hiç bir değişim geçiremiyorlar. Ayrıca değerli taşlarla bir tür bağları var ve söylemeden geçmiyeyim, ejderhayken Türk Hava Yollarıyla yarışabilecek derecede hızları var,macaristan-ingiltere 9 saat hiç fena değil...
Her şekil değiştiren ırkta olduğu gibi bir de alfa erkekleri var,Christoff. Hikayemizin Karpat dağlarında geçtiğini söylersem sanırım sorunun ne olduğunu anlamak çok zor olmaz;Kadın yok!
Yani bir bakıma yok diyelim,alfa ile evlenmesi gereken dişinin de alfa olması gerekiyor çünkü artık eski güçlerini kaybetmeye başlıyorlar yeni doğan safkanlar bile şekil değiştirememeye başlamışlardıri bu nedenle en güçlü iki ejderhanın çocuklarının bu gücü nesillerinin devamına taşıyabileceklerini düünmektedirler,ama neredeyse bir asırdır alfa dişi doğmuyordur...
Cassandra ise bir melez,kabilesi tarafından dışlanmış ve alfanın oğlu Christoff'a aşık. Tabii 16 yaşındaki Christoff 12 yaşındaki Cassandra'nın farkında bile değil...
17. yaş gününde bir alfa dişi olduğunu öğrenen Cassandra'nın mutlu olacağını sanıyorsanız yanılıyorsunuz çünkü o gerçek bir aşk istiyor,sırf alfa diye hayatının aşkı bile olsa kendisiyle bu yüzden evlenilmesini istemiyor ve bu nedenle de en büyük suçlardan birini işleyerek kabileden kendine ölmüş süsü vererek kaçıyor ve kendini Londra'nın tehlikeli sokak aralarında buluveriyor ve hayatını sürdürebilmek için yeteneklerini kullanmaya karar veriyor.
Altı yıldır Londra gazeteleri Duman hırsızını konuşuyordu,daha ilk andan beri Christoff bu hırsızın kendilerinden biri olduğunu biliyordu ve onu yakalamak için herşeyi yapabilirdi,ancak tek bilmediği hırsızın ne kadar etkileyici bir kadın olduğuydu...
Macera dolu bir kitaptı,ancak mizah yok denecek kadar azdı,karakter neredeyse yoktu,çeviri berbattı,kapağı paint'in ilk sürümüyle yapılmıştı. Konu kıttı,Rue(cassandra'nın takma adı) sürekli kaçıyordu,Christoff ise kovalayıyordu zaten en başta şak diye aşık olmasıyla bayıklaştı hikaye. Hayır oturup konuşsalar olay ilk sayfada çözülecek ama yok kardeşim,Rue herşeyi bilir.
Ama kurguyu sevdim,şimdilerde serinin diğer kitapları hızla başka bir yayınevi tarafından çıkarılmakta bence umut vaadedebilir. Şahsen seriye bir şans daha vereceğim.
Not:Bir şey dikkatimi çekti yazar duman halindeyken hiçbir şey tutamadıklarını yazmış,ama Rue eve ve odaya deliklerden giriyor ve çıkıyor.
Nasıl taşı dışarı çıkarıyor o zaman? Tutması bir kenara taş o deliklerden geçmez bile...

Share:

0 yorum