Cips ve kola ararken kaliteli bir rosto buldum...



 Ancak o an koskoca (her nekadar kaliteli de olsa) ağır ve doyurucu rostoyu değilde gayet ucuz olan cips ve kolaya ihtiyacım vardı, o zengin tatlar o an malesef çok ağır ve sıkıcı geldi...

 Seksi,eğlenceli,romantik,komik,akıcı,hafif bir kitap ararken  muhteşem bir reklam propagandasının sonucunda aradığımın kitabın kesinlikle bu olduğunu düşündüm. Fakat tahmin edeceğiniz gibi sonuç çok farklıydı.

Öncelikle bana okumayı öğreten öğretmenime,aileme arkadaşlarıma teşekkür ederek ve elbette son olarakta bu kitabı bırakın benzetmeyi Grinin Elli Tonu ile kıyaslayan kişiyi zekâsından ötürü kutlayarak başlamak istiyorum eleştirime (!)

 Başlamadan önce de şunu da bilmelisiniz ki;elinizde tuttuğunuz kitap alışık olduğumuz klasik romance türünden çok uzak;aşk,komedi,şehvet üçgeni arasında gidip gelmeyecek. Oldukça yoğun,karakterlerin psikolojilerinden tutun,aşkı ele alış biçimiyle tamamen bambaşka türde bir eser. Dolaysıyla bırakın Elli Ton serisini bir kenara okuduğunuz aşk romanlarının büyük ihtimalle hiç birine benzemeyecek. Ancak yanlış anlaşılmasın benim isteğim asla okuduğum kitabın bir öncekine benzemesi değil,özgünlük kesinlikle çok önemli bir konu. Fakat buna rağmen eğer o an aradığım bu değilse kalitesinin hiç bir önemi kalmaz…

 Kitabı okumaya başladığımda dediğim gibi büyük bir şokla ve hayal kırıklığı karşılaştım ama tek hayal kırıklığım bu olsaydı keşke;Çeviri bana maalesef tatmin edici gelmedi. Hatta öyleki bir ara kitabı tamamen bırakıp orjinalinden kelimelere baktım çünkü yazarın 'Samanyolu TV'.kriterlerine uygun bir kitap yazacağını kafam alamadı bir türlü. Nitekim haklıymışımda; Şaka bir yana anlamsızca şükürler olsun anlamında kullanılan "bereket versin"den mi başlasam yoksa sevgili çevirmen sayesinde dilimize geçmiş tazecik "evetlemek" kelimesinden mi? karar veremiyorum. En iyisi arka kapağında büyüteç yardımıyla bulabileceğiniz "yetişkin okurlar içindir" ibresi olmasına rağmen itinayla sansürlenmiş küfürlerden başlamak olsa gerek. Bir harf eksik yazılsaydı yine bir nebze resmen yepyeni kelimeler uydurulmuş. Hatta şöyle bir bakınca biz Reynard'ın kitabını okumuyoruz, çünkü çeviride en önemli şeylerden biri, yazarın kelimeleriyle sağladığına en yakın anlamı,hissi sağlayabilmektir bence. Heyecan dolu bir yerde sırf eciş büş edilmiş veya kibarlaştırılmış kelimeler yüzünden kahkahalara boğulmak kadar rahatsız edici  bir şey yok, inanın bana...

 Kitabın konusuna gelirsek ana tema analdığım kadarıyla, Dante'nin İlahi Komedya'sındaki Dante ve Beatrice aşkının uyarlamasıydı. Açıkcası ne zaman aldığımı unuttuğum tozlu İlahi Komedya'yı okumadığıma çok pişmanım demeden geçemem ,okusaydım kesinlikle çok başka olurdu orası kesin. Önerimse başlamadan önce ne yapın ne edin okuyun. Dolayısıyla kitaptakilerle kısıtlı Dante bilgimden ötürü affedin...

 Uyarlamada Dante için profesör Emerson Beatrice için ise Julia adlı karakterleri oluşturmuş yazar. Emerson kendi geçmişiyle boğuşurken Julia'nın adeta bir melek gibi onun ruhunu iyileştirmesin okuyoruz. Bu Emerson'ın üçüncü ve son şansıdır. ilk ikisiyse tamamen bir muamma ve çözülmeyi beklen bir bulmaca. Özellikle tahmin edememekten ve meraktan kafamda saç kalmasada,-bu merakla okuduğum kaç kitap oldu ki-bu çok hoşuma gitti...

 Çok hoşuma giden bir başka şeyse yazarın olağan üstü genel kültürü oldu. Müzikler,resimler ve alıntılarla kitaba adeta tat katmış.

Sonuçta ise;

 İnatla ucuz abur cubur istediğim iki günün ardından bu istek yüzünden rostomun tadını alamadığımı fark ettim!

 Bu içerisinde aşık olacağınız muhteşem erkeklerin olduğu sıcacık tatlı bir aşk romanı kesinlikle olmayacak... Ancak bu düşünceye son verdiğinizde hoşunuza gidebilecek özgün bir kitap olacağı hiç kuşkusuz...

Tabii başta alışılması tarafımdan güç olsa da yazarın edebi dili ve üslubuyla da fark yarattığını atlamamak lazım…

 O nedenle Julia'nın saf salaklığını,Gabriel'ın züppeliğini,kabalığını,kasıntılığını,uzayıp giden karamsar depresif sayfaları çağdaş romantik kitaplardakilerle kıyaslamayı bir kenara bırakırsam çok farklı bir roman çıkacaktı. Nitekim öyle oldu da...

 Umarım hiç alakasız kitapların isimlerinin ticari reklam amaçlı kullanımına en kısa sürede son verilir...

 
 
 
 
 
Üç kitaptan oluşan serinin 3. kitabı henüz yurtdışında da çıkmadı. İkinci kitapsa (Gabriel Arafta-solda) geçtiğimiz aylarda yine optimum kitap tarafından yayımlandı...

Share:

1 yorum